Bursa Tarihi
Bursa ve Çevresi
Bursa'da Tarihi Yapılar
Bursa'ya Dair
Bursa'da Ünlü İnsanlar
Bursa Müzeleri
Bursaspor
Bursa Doğal Güzellikler
Uludağ ve Dağ Turizmi
Bursa Kaplıcaları ve Termal Turizm

BURSA'YA DAIR | OSMANLI'DA LONCA SISTEMI

Geleneksel toplumlarda iş hayatım ve iş ilişkilerini düzenleyen ve bu arada denetleyen mesleki bir örgütlenmedir. İtalyan­ca logğa kelimesinden türeyen lonca teri­mi, Osmanlılarda oda olarak geçmekte­dir. Aslında "esnaf teşkilatı" olarak ifade edilebilecek olan örgütlenme biçimi, aynı meslekten kişilerin, bir pîr'in etrafında ör­gütlenen dernekleri veya birlikleridir. Bu tür teşkilatların varlığı VII. veya VÜI.yüz-yıllara kadar geri götürülebilmektedir.

Türklerin oluşturdukları meslekî birlik­ler, gedik adı verilen ve belirli bir meslek dalında çalışan sanat dallarından oluş­maktaydı. Lonca veya esnaf derneği, aynı sanatı yapan ve aynı yerde oturan, arala­rında sıkı bir üretim ve satış dayanışması bulunan zanaatkarların teşkil ettiği bir bir­liktir. Türk toplumunda bu sistemin "Ahi­lik" denilen bir tarikat hayatıyla dinî bir mahiyet taşıdığı görülmektedir. Her mes­lek ve zanaatın bu kapalı sistem içerisin­de Fütiivvetnâmeler ile bir düzene bağlan­dığını görüyoruz. "Fütüvvet", kardeşleri­ne iyi davranmak ve onların yardımlarına koşmak; kulluk edeplerini koruyarak hal­kın ihtiyaçlarını karşılamaktır. Selçuklu esnaf birliklerinde rastlanan meslekî ahla­kın dayanışmacı ve başkasını gözeten nite­likte olması, fütüvvetin esnaf üzerindeki etkisinin bir belirtisidir.

Ülkenin dört bir yanma yayılmış bulu­nan esnaf birlikleri, hemen hemen aynı yapıya sahip olduklan gibi, birbirleriyle de sıkı bir irtibat halindeydiler. Bu sağ­lam teşkilat, İçten ve dıştan örgülü iktisa­dî birimler halinde, maarif ve terbiye mer­kezleri olarak Osmanlı sosyal yapısının te­melini teşkil etmekteydiler. İşletmelerde­ki her çırak, ona mesleğin sırlarını ve der­neğin geleneklerini öğreten ve ehliyet ka­zandığı zaman da ona "kefil" olan bir usta­nın yanında çalışırdı. Titizlikle yürütülen ve uzun yıllar süren yetişme sürecinden

sonra aday, derneğe alınmaya hazır bir hale gelince, babası derneğin şeyhine baş­vurur, o da adayın buna hazır olduğuna inanıyorsa, ustaları dernek odasına davet ederdi. Çırak, el sanatının birkaç örneği­ni zanaatkarlardan meydana gelen bir meclise sunar. Bu imtihanı geçerse, der­neğe kabul edildiği gün, bunlar gümüş bir tepsi içinde teşhir edilirdi. Merasim duası okunduktan sonra, ustası çırağı takdim eder; delikanlı lonca şeyhinin önünde diz çöküp onun elini Öperdi. Şeyh elini gen­cin omuzuna koyup dinine ve derneğin ku-rallarına saygı göstermesi uyarısında bulu­nurdu.

Osmanlı toplumundaki lonca sistemi, Avrupadakindenbirçokbakımdan farklıy­dı. Lonca, ekonomik bir birim olmanın ötesinde, sosyal bir fonksiyona da sahipti. Gerek usta ve kalfa ile çırak arasındaki İlişki, gerekse ticari faaliyetlerde rol oyna­yan ahlâk unsuru, değişik bir kurum orta­ya çıkarmıştı. Dikkati çeken husus, dinî ve ahlâkî İlkelerin sistemin bütününe ya­yılmış olmasıdır.

Esnaf derneklernin yetki ve nüfuzlarına kimse karışamazdı. Bir anlamda otoma­tik bir idareleri vardı. Dolayısıyla devlet politikasının değişmesinden etkilenmez­lerdi. Ahi birliklerinin Anadolu'nun İs­lâmlaşması konusunda çok büyük rolleri olmuş, Osmanlıların bir uç beyliğinden bir devlet haline gelmesinde Ahiler bü­yük katkılarda bulunmuştur.

Esnaf birliklerinde işsizliğe ve fazla üre­timden doğan bunalımlara neden olma­mak için esnaf, üretim araçlarını ve imal edilecek eşya sayısını sınırlamıştı. îslami-yetin iktisada ait prensiplerinin uygulandı­ğı bu teşkilat, pek çok iktisadi bunalımın ortaya çıkmasına engel olmuştur. Esnaf dernekleri, ihtiyacı olanlara, dul ve yetimlere yardım etmek, ortaklaşa verilecek vergileri toplamak, yardım sandıklarını geliştirmek, ordunun ihtiyaçlarını karşıla­mak ve gerektiğinde savaşa katılmak gibi çeşitli işleri de yüklenmişlerdir.